(Lexpera Blog’da yayınlanmıştır. Link için buraya tıklayınız.)
25.03.2020 tarih ve 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda yer alan aşağıdaki düzenleme ile yargının işleyişine ilişkin bazı sürelerin durdurulması sağlanmıştır.
“GEÇİCİ MADDE 1 –
(1) Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla;
a) Dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler; 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim tarafından tayin edilen süreler ile arabuluculuk ve uzlaştırma kurumlarındaki süreler 13/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden,
b) 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlarda belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim veya icra ve iflas daireleri tarafından tayin edilen süreler; nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere tüm icra ve iflas takipleri, taraf ve takip işlemleri, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınması, ihtiyati haciz kararlarının icra ve infazına ilişkin işlemler 22/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden,
itibaren 30/4/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durur. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılır. Salgının devam etmesi halinde Cumhurbaşkanı durma süresini altı ayı geçmemek üzere bir kez uzatabilir ve bu döneme ilişkin kapsamı daraltabilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır.
(2) Aşağıdaki süreler bu maddenin kapsamı dışındadır:
a) Suç ve ceza, kabahat ve idari yaptırım ile disiplin hapsi ve tazyik hapsi için kanunlarda düzenlenen zamanaşımı süreleri.
b) 5271 sayılı Kanunda düzenlenen koruma tedbirlerine ilişkin süreler.
c) 6100 sayılı Kanunda düzenlenen ihtiyati tedbiri tamamlayan işlemlere ilişkin süreler.”
Söz konusu düzenlemeyle dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar bakımından belirlenen süreler durdurulmuştur. 30.04.2020 tarihinde Resmi Gazete’de Yargı Alanındaki Hak Kayıplarının Önlenmesi Amacıyla Getirilen Durma Süresinin Uzatılmasına Dair Karar başlığıyla yayımlanan 2480 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile durma süresi 15.06.2020 tarihine kadar uzatılmıştır. Söz konusu metinde durma süresinin salgın hastalığın yayılma tehlikesinin azalması halinde sürelerin durmasının yeniden değerlendirileceği ifadelerine de yer verilmiştir.
Kanunda belirtilen süreler içerisinde birçok kurum tarafından idari para cezaları verilmeye devam etmektedir. Ayrıca daha önce verilmiş olan idari para cezalarının tebligatları da bu süreç içerisinde yapılmaktadır. İdari para cezalarının ödenme süresi 5326 sayılı Kabahatler Kanununda özel olarak belirtilmemiştir. Eğer idari para cezası kararının dayanağı olan kanunda özel bir hüküm yok ise, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 37/2. maddesi uyarınca idari para cezalarının ödeme süresi bir aydır.
İlgili kanun düzenlemesinin tam metni şu şekildedir:
“Hususi kanunlarında ödeme zamanı tesbit edilmemiş amme alacakları Maliye Vekaletince belirtilecek usule göre yapılacak tebliğden itibaren bir ay içinde ödenir.”
7226 sayılı Kanunun Geçici Madde 1 hükmünde; 2577 sayılı Kanun, 5271 sayılı Kanun ve 6100 sayılı Kanunda düzenlenen süreler ile usul hükmü içeren diğer kanunlardaki sürelerin durdurulduğuna ilişkin düzenleme yer almaktadır.
6183 sayılı Kanun, 7226 sayılı Kanunda açıkça belirtilmese de 6183 sayılı Kanun da usul hükümleri içerdiğinden; 6183 sayılı Kanunda yer alan süreler de 7226 sayılı Kanunun Geçici Madde 1 hükmü ve 2480 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı uyarınca durdurulmuştur. Böylece, söz konusu idari para cezalarının bir ay içinde ödeneceğini düzenleyen 6183 sayılı Kanunun 37/2. maddesinde yer alan süre de durdurulmuştur.
Dolayısıyla kendisine ödenmesi 6183 sayılı Kanuna tabi olan bir idari para cezası kesilenler açısından bir aylık ödeme süresi durdurulmuştur.
Söz konusu sürelerin nasıl hesaplanacağına ilişkin örnekler aşağıda yer almaktadır.
Örnek 1: 6183 sayılı Kanunda düzenlenen ödeme süresine tabi olan bir idari para cezası 15.02.2020 tarihinde tebliğ edildiyse 7226 sayılı Kanunun Geçici Madde 1 hükmü ve 2480 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı uygulama alanı bulmasaydı en geç 15.03.2020 tarihinde ödenmeliydi. Fakat 7226 sayılı Kanunun Geçici Madde 1 hükmü ve 2480 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı uyarınca bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan sürelerden olduğu için ödeme süresi 30.06.2020 tarihine kadar uzayacaktır.
Örnek 2: 6183 sayılı Kanunda düzenlenen ödeme süresine tabi olan bir idari para cezası 18.03.2020 tarihinde tebliğ edildiyse 7226 sayılı Kanunun Geçici Madde 1 hükmü ve 2480 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı uygulama alanı bulmaz ise en geç 18.04.2020 tarihinde ödenmelidir. Fakat 7226 sayılı Kanunun Geçici Madde 1 hükmü ve 2480 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı uyarınca süreler durdurulduğu için ödeme süresi için yapılacak hesaplama 16.06.2020 tarihinden başlatılacak ve 30.06.2020 tarihi ödeme süresinin son günü olacaktır.
NOT: Belirtilen süreler 7226 sayılı Kanunun Geçici Madde 1 uyarınca salgının devam etmesi halinde Cumhurbaşkanının durma süresini uzatmaması veya kısaltmaması halinde geçerli olacaktır. Cumhurbaşkanı tarafından durma süresinin uzatılması veya kısaltılması halinde belirtilen süreler 15.06.2020 tarihinden itibaren değil Cumhurbaşkanınca belirlenecek durma süresinin sona erdiği tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır.
İdari para cezasının kesinleşmesi için yargı yoluna başvurulmamış olması gerektiği veya yargı kararıyla idari para cezası verilmesinin hukuka uygun bulunması gerektiği açıktır. Yargı yoluna başvuruyla ilgili süreler 7226 sayılı Kanunun Geçici Madde 1 hükmü ve 2480 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı gereğince 13.03.2020 tarihinden 15.06.2020 tarihine kadar durdurulduğundan idari başvuru, itiraz ve dava açmaya ilişkin sürelerin hesabında bu durum göz önünde bulundurulmalıdır. 13.03.2020 tarihi itibariyle idari para cezasına karşı idari başvuru, itiraz ve dava açma süresi 15 günden daha az kalmış ise bu süreler 30.06.2020 tarihine kadar uzayacaktır. Bu durumda da idari para cezasının kesinleşmesi açısından yeni durum göz önünde bulundurulmalı, idari başvuru, itiraz veya dava açma süresinin geçmesi sürelerin durmasına göre hesaplanmalıdır. İdari para cezalarına karşı idari başvuru, itiraz ve dava açma süreleri 7226 sayılı Kanunun Geçici Madde 1 hükmü ve 2480 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı uyarınca, 13.03.2020 tarihinden 15.06.2020 tarihine kadar durdurulmuştur. Söz konusu süreler 16.06.2020 tarihinden itibaren tekrar işlemeye başlayacaktır.
Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılacaktır.
Örnek 1: Genel dava açma süresine tabi bir idari para cezası 06.03.2020 tarihinde tebliğ edildiyse 13.03.2020 tarihine kadar işleyen süre 6 gün olacaktır. 15.06.2020 tarihine kadar süreler durdurulduğundan dolayı 16.06.2020 tarihinde süreler tekrar işlemeye başlayacaktır. 13.03.2020 tarihi öncesinde 6 gün işlemiş olduğundan idari yargıda genel dava açma süresine tabi bir işlem açısından dava süresinin dolmasına 54 gün daha olacaktır. Yani örneğimizdeki işlem açısından dava açma süresinin son günü 08.08.2020 tarihi olacaktır fakat bu tarih de cumartesi gününe denk geldiğinden dolayı takip eden ilk iş günü olan 10.08.2020 tarihi dava açma süresinin son günü olacaktır. Bu tarih de adli tatile denk geldiğinden dolayı adli tatilin bittiği günden itibaren 7 gün içinde dava açılmalıdır. Yani, dava açma süresinin son günü 07.09.2020 tarihi olacaktır. (NOT: Yargı çevresine dahil olduğu bölge idare mahkemesinin bulunduğu il merkezi dışında kalan ve sadece bir idare veya bir vergi mahkemesi bulunan yerlerdeki idari yargı mercilerinin yetkili olduğu davalar açısından adli tatil uygulanmadığından dava açma süresinin son günü 08.08.2020 tarihi olacaktır.)
Örnek 2: Genel dava açma süresine tabi bir idari para cezası 13.01.2020 tarihinde tebliğ edildiyse dava açma süresi 13.03.2020 tarihinde sona erecektir. Fakat 7226 sayılı Kanunun ilgili hükmü ve 2480 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı gereği 13.03.2020 tarihi dahil olmak üzere süreler durdurulduğundan bitimine 15 günden daha az süre kalan süreler açısından getirilen düzenleme uygulama alanı bulacaktır. Dolayısıyla dava açma süresinin son günü 30.06.2020 tarihi olacaktır.
NOT: Belirtilen süreler 7226 sayılı Kanunun Geçici Madde 1 uyarınca salgının devam etmesi halinde Cumhurbaşkanının durma süresini uzatmaması veya kısaltmaması halinde geçerli olacaktır. Cumhurbaşkanı tarafından durma süresinin uzatılması veya kısaltılması halinde belirtilen süreler 16.06.2020 tarihinden itibaren değil Cumhurbaşkanınca belirlenecek durma süresinin sona erdiği tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır.
İdari para cezası uygulanmasına ilişkin karar aleyhine bir başvuru olmaması veya dava açılmaması halinde idari para cezası kesinleşmiş olacaktır. İdari para cezasının kesinleşmesi halinde 5018 sayılı Kanuna ekli (III) sayılı cetvelde yer alan kamu idarelerince verilen ve ödeme veya kesinleşme süresi içerisinde ödenmeyen idari para cezasına ilişkin idari yaptırım kararları, kararların kesinleşmesini müteakip tahsil için borçlunun gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı olduğu vergi dairesine gönderilecektir. Vergi dairesi ise 6183 sayılı Kanun uyarınca tahsilatı sağlayacaktır. 5018 sayılı Kanuna ekli (III) sayılı cetvelde yer alan idareler ise şunlardır: Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, Sermaye Piyasası Kurulu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, Kamu İhale Kurumu, Rekabet Kurumu, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu, Kişisel Verileri Koruma Kurumu, Nükleer Düzenleme Kurumu, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumudur. Bu kurumların vermiş olduğu idari para cezaları kesinleşmedikleri takdirde 6183 sayılı Kanun uyarınca tahsil edilemezler. İdari para cezaları hakkında yargı yoluna başvurulduktan sonra yargı yerlerinin kararı beklenmeksizin 6183 sayılı Kanun uyarınca ödeme emri düzenlenmesi ve idari para cezalarının tahsil edilmesi mümkün değildir. (Bknz: Danıştay 13. Dairesinin 03.09.2015 tarih ve 2015/960 E 2015/2876 K sayılı kararı, Danıştay 10. Dairesinin 07.12.2015 tarih ve 2012/1133 E 2015/5568 K sayılı kararı). Ancak idari para cezasının peşin ödenmesi, karara karşı kanun yoluna başvurma hakkını ortadan kaldırmaz.
İdari para cezalarına karşı dava açma veya itiraz etme süreleri durdurulduğu için idari para cezasının kesinleşmesi; idari başvuru yapılmaması, itiraz edilmemesi ve dava açılmaması hallerinde daha ileri tarihlerde gerçekleşecektir. Dolayısıyla 6183 sayılı Kanun uyarınca söz konusu idari para cezalarının tahsilatına ilişkin bir işlemin idarelerce gerçekleştirilmesi mümkün olmayacaktır.
Konuyla ilgili akla gelebilecek diğer bir soru ise idari para cezalarının indirimli olarak ödeme sürelerinin bu durumdan ne şekilde etkileneceğidir. İdari para cezalarının indirimli olarak ödenmesi 5326 sayılı Kanunun 17. maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir:
“Kabahat dolayısıyla idarî para cezası veren kamu görevlisi, ilgilinin rıza göstermesi halinde bunun tahsilatını derhal kendisi gerçekleştirir. İdarî para cezasını kanun yoluna başvurmadan önce ödeyen kişiden bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme, kişinin bu karara karşı kanun yoluna başvurma hakkını etkilemez.”
Söz konusu hükümde idari para cezalarının kanun yoluna başvurulmadan ödenmesi halinde indirimli olarak ödenebileceği belirtilmektedir. 442 Seri No’lu Tahsilat Genel Tebliğinin III/D-4 bölümünde yer alan “Peşin ödeme indirimi amme alacağının kanuni ödeme süresi geçtikten sonra uygulanamayacağından dava açma süresinden daha az ödeme süresi olan para cezaları için indirim, ödeme süreleri içerisinde yapılan ödemelerle sınırlı olacaktır.” cümlesi Danıştay 10. Dairesinin 30.06.2015 tarih ve 2011/10743 E 2015/3439 K sayılı kararıyla iptal edilmiştir. Söz konusu iptal kararında “5326 sayılı Kanunun öngörülen peşin ödeme indiriminden yararlanabilmek için ”kanun yoluna başvurmadan önce” ödenme koşulu tek şart olarak belirtmiş bunun dışında vadeye ilişkin olarak herhangi bir sınırlama getirilmemiştir. Diğer bir ifadeyle 60 günlük dava açma süresi (kanun yolu) olan bir idari para cezasında indirim imkanından faydalanabilmek için mutlaka 1 aylık ön süre içinde ödeme yapılması gibi bir kısıtlama bulunmamaktadır. Dolayısıyla kanunla daha geniş olarak belirlenen bir hakkın tebliğ ile daraltılması hukuka aykırıdır.” ifadeleri yer almaktadır. Dolayısıyla Danıştay 10. Dairesinin kararından ve 442 sayılı Tebliğden indirimli ödeme yapılması için tek sınırlamanın kanun yoluna başvurmadan önce ödeme yapılması olduğu anlaşılmaktadır.
Kanun yoluna başvuru yapıldıktan sonra indirimli ödeme yapılması ise mümkün değildir. Danıştay 13. Dairesinin 04.02.2011 tarih ve 2009/3997 E 2011/438 K sayılı kararında yer alan “Davacının başvurusu 5326 Sayılı Kabahatler Kanunu kapsamında değerlendirildiğinde ise; Kanun’un 17. maddesinin 6. fıkrasında, idari para cezasını kanun yoluna başvurmadan önce ödeyen kişiden cezanın dörtte üçünün tahsil edileceği düzenlendiğinden ve davacı tarafından, idari para cezasına karşı 13.8.2007 tarihinde dava açıldıktan sonra, 14.8.2007 tarihinde ödeme yapıldığı görüldüğünden, davacının Kabahatler Kanunu’nun 17. maddesinin 6. fıkrasındaki düzenlemeden yararlanma imkanı bulunmamaktadır.” ifadeleriyle bu durum net bir şekilde belirtilmiştir.
7226 sayılı Kanunun Geçici Madde 1 hükmü ve 2480 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı uyarınca idari para cezalarına karşı dava açma veya itiraz etme süreleri durdurulduğu için kanun yoluna başvuru yapılmadığı sürece idari para cezalarının indirimli olarak ödenmesi mümkündür. Danıştay 10. Dairesinin 30.06.2015 tarih ve 2011/10743 E 2015/3439 K sayılı kararında da açıkça belirtildiği üzere indirimli ödemeden faydalanmanın tek şartı kanun yoluna başvurmamış olmaktır. Eğer kendisine idari para cezası kesilen kişi dava açmaksızın veya itiraz etmeksizin söz konusu cezayı indirimli olarak ödemek isterse bu imkandan faydalanacaktır. Fakat dava açma veya itiraz etme süresi bitmeden, idari para cezasına karşı dava açar veya itiraz ederse 5326 sayılı Kanunun 17/6. maddesinde düzenlenen indirimli ödeme imkanından faydalanamayacaktır.
Sonuç olarak;
İdari para cezalarının indirimli ödenmesinin tek şartı kanun yoluna başvurmamak olduğundan 7226 sayılı Kanunun Geçici Madde 1 hükmü ve 2480 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı uyarınca idari para cezalarının indirimli ödenebileceği zaman aralığı da genişlemiştir.
7226 sayılı Kanunun Geçici Madde 1 hükmü uyarınca yapılan sürelerin durdurulmasına ilişkin düzenlemeyi kısaca bir tablo halinde özetleyebiliriz.
Normalde Son Gün | 7226 sayılı Kanun ve 2480 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı uyarınca son gün | |
İhtimal 1 | 12.03.2020 ve öncesi | Herhangi bir etkisi bulunmuyor |
İhtimal 2 | 13.03.2020 – 28.03.2020 (bu tarihler dahil olmak üzere) |
30.06.2020[1] |
İhtimal 3 | 28.03.2020 ve sonrası | 12.03.2020 (bu tarih dahil olmak üzere) tarihine kadar işlemiş olan süre 16.06.2020 tarihinden itibaren tekrar işlemeye başlar.[2] |
[1] Cumhurbaşkanınca durma süresinin uzatılması veya kısaltılması halinde durma süresinin bitiminden itibaren eklenecek 15 güne göre son gün hesaplanır.
[2] Cumhurbaşkanınca durma süresinin uzatılması veya kısaltılması halinde durma süresinin bitiminden itibaren süreler işlemeye başlar.